Sinclair Ross'un yazdığı Buğday Tarlası öyküsündeki Martha'nın karakter taslağı nedir?

Sinclair Ross'un Buğday Tarlası adlı eserinde Martha, iki dünya arasında kalmış bir kadını temsil ediyor:Biri ev içi görev, diğeri kişisel özlem. Kendisiyle karakterize edilir:

Kararsızlık:

Martha'nın belirleyici özelliği iç mücadelesidir. Hikayede kocası William başta olmak üzere geleneksel cinsiyet rollerini yerine getirmesi bekleniyor. Sorumluluklarına rağmen, entelektüel tatmine ve küçük kasabadaki varoluşunun ötesini keşfetme özgürlüğüne yönelik kabul edilmemiş bir arzu taşıyor.

Duygusal Kısıtlama:

Aklındaki kargaşaya rağmen Martha olağanüstü bir soğukkanlılık sergiliyor. Duygularını açıkça ifade etmek yerine onları içselleştirerek özlemini ve hayal kırıklığını gizler. Bu kısıtlama özellikle kocası ve misafir akademisyen Bayan Ord ile olan karşılaşmalarında belirgindir.

Entelektüel Bağlantı Arzusu:

Martha'nın karakterindeki en dokunaklı unsurlardan biri okuma ve öğrenme sevgisidir. Entelektüel alışverişe açlık duyuyor ve zihinsel uyarım için sınırlı fırsatları nedeniyle çoğu zaman kendini yalnız hissediyor. Bayan Ord'la yaptığı konuşmalar, derin bir entelektüel merakı ve duyulma ve anlaşılma arzusunu ortaya koyuyor.

İzolasyon:

Martha, yalnızca entelektüel tutkuları nedeniyle değil, aynı zamanda farklı ilgi alanlarına sahip insanlarla çevrili olduğu için de kendini yalnız hissediyor. Örneğin William tamamen çiftçilik rutinine odaklanırken yakındaki çiftlik evleri onun ilgi çekici sohbetler yapma arzusunu tatmin etmek için çok az şey yapıyor.

Büyüme Potansiyeli:

Koşulların dayattığı kısıtlamalara rağmen Martha, bir miktar isyan ve eğitime ilgi gösteriyor. Bayan Ord'la karşılaşması, onu duygularıyla yüzleşmeye ve mevcut varlığının ötesindeki potansiyel büyümeyi düşünmeye sevk eder.

Genel olarak Martha'nın karakteri, rolünü dar bir şekilde tanımlayan bir toplumda hem ev içi tatmin hem de kişisel gelişim özlemi çeken bir kadının ilgi çekici ve bağ kurulabilir bir tasviridir.