Yuvarlak bir soğanı küçük parçalar halinde kesin. Parçaları üç eşit parçaya ayırın. İlk kısmı çiğ bırakın. Parçalar yarı saydam olana kadar ikinci kez pişirin. bu?

Deneme:

Yuvarlak bir soğan alın ve küçük parçalar halinde kesin. Parçaları üç eşit parçaya ayırın. İlk kısmı çiğ bırakın. İkinci kısmı bir tavada biraz yağla parçalar yarı saydam oluncaya kadar pişirin. Son olarak üçüncü porsiyonu bir tavada biraz yağla parçalar kızarana ve karamelize olana kadar soteleyin.

Bilim:

Bir soğanı pişirdiğinizde ısı, soğanın hücrelerinin parçalanmasına ve içindeki suyun açığa çıkmasına neden olur. Bu su buharlaşır ve soğana karakteristik tat ve aromasını veren soğanın uçucu bileşiklerini de beraberinde taşır. Soğanı ne kadar uzun süre pişirirseniz o kadar çok su kaybeder ve tadı da o kadar yoğunlaşır.

Ayrıca pişirme ısısı, soğandaki şekerlerin karamelleşmesine neden olur, bu da pişmiş soğanlara karakteristik kahverengi rengini ve tatlı tadını verir. Maillard reaksiyonu, gıda ısıtıldığında amino asitler ile indirgen şekerler arasında meydana gelen kimyasal bir reaksiyondur. Bu reaksiyon etin kahverengileşmesine, ekmeğin kabuklanmasına ve soğanın karamelleşmesine neden olur.

Sonuçlar:

Çiğ soğan keskin ve keskin bir tada sahip olacaktır. Pişmiş soğan daha hafif, daha tatlı bir tada sahip olacaktır. Sotelenmiş soğan zengin, karamelize bir tada sahip olacaktır.

Sonuç:

Soğanın tadı ve dokusu pişirildiğinde önemli ölçüde değişir. Keskin, keskin bir tat arıyorsanız çiğ soğan kullanın. Daha hafif ve tatlı bir tat arıyorsanız pişmiş soğan kullanın. Zengin, karamelize bir lezzet arıyorsanız sotelenmiş soğan kullanın.